blog

Kaş- Kaputaş Plajı Doğanın Mavilikteki Mucizesi

Bir yol düşün; kıyıya kıvrıla kıvrıla iniyor, her virajda sana biraz daha güzellik gösteriyor. Bir bakıyorsun; kayaların arasından ansızın mavilik beliriyor. Öyle bir mavi ki, insanın gözlerine inanası gelmiyor. Sanki gökyüzü, denizle el ele tutuşmuş da birlikte seni karşılıyor. İşte orası Kaputaş Plajı. Antalya’nın Kaş ile Kalkan ilçeleri arasında, kıyıya paralel uzanan yolda giderken, aracını bir kenara çekip birkaç basamak aşağı indiğinde, Kaputaş’ın o eşsiz manzarasıyla karşılaşırsın.

Yukarıdan bakıldığında, sarp kayalıkların arasına sıkışmış gibi duran ama aslında özgürlüğün ta kendisi olan bir plajdır burası.İlk bakışta insanın içini serinleten, ruhuna dokunan bir huzuru vardır. Denizin rengi... O tarif edilemez turkuaz tonu, gerçekten başka bir yerde kolay kolay görülmez. Gözlerinle gördüğüne inanmak zor olabilir çünkü suyun rengi, ışığa göre sürekli değişir. Sabahları daha açık mavi, öğlenleri canlı turkuaz, akşamüzeri ise derin bir maviye döner.

Kaputaş’a ulaşmak için yaklaşık 180 basamak inersin. Ama bu seni yormaz, çünkü her adımda biraz daha büyülenirsin. Yukarıdan gelen rüzgâr, sana aşağıdaki serinliği fısıldar. Ve o ilk dalgaların sesi... Kayalara çarpıp yankılanırken bir melodi gibi kulağına ulaşır.Merdivenleri indikçe sadece denize değil, aslında kendi içine de inersin. Kalabalıktan, karmaşadan, şehirden uzaklaştıkça, sadeleşmeye başlarsın.Kaputaş’ın denizi bir başkadır.

Çünkü buraya akan yer altı suyu sayesinde deniz suyu yıl boyu serindir, özellikle yazın sıcağında bu serinlik insanı tazeler. İlk girdiğinde “biraz soğukmuş” dersin ama birkaç kulaç attıktan sonra vücudun alışır ve bir daha çıkmak istemezsin.Denizin dibi ince çakıllarla kaplıdır, bu da suyun bu kadar berrak ve canlı görünmesini sağlar. Dalgaların kıyıya vuruşu ise tam bir görsel şölen yaratır. Deniz bazen dalgalı olur ama bu da Kaputaş’a vahşi bir güzellik katar.Kaputaş’ta ne büyük işletmeler ne de devasa oteller vardır. Plaj genellikle doğallığını korur. Küçük bir büfe, birkaç şemsiye ve şezlong... Hepsi bu. Ama zaten buraya gelen insanlar konfor değil, doğallık arar.

Ayaklarını kuma değil de çakıllara basarsın ama bu bile sana iyi gelir. Her adımda masaj yapar gibi, seni dinlendirir.Kaputaş’ta bir gün geçirdikten sonra, akşam güneş yavaş yavaş batarken, gökyüzü pembeye döner. Güneş, dağların arasına çekilirken, denizin üzerindeki yansıması sana âdeta “şimdi dilek tut” der gibi olur.

O anı ölümsüzleştirmek istersen, sadece bir fotoğraf yeterli olmaz. Çünkü o manzaranın insanın içinde bıraktığı iz, bir ekran karesine sığmaz.Kaputaş Plajı, sadece bir plaj değil, bir hissin adıdır. Oraya indiğin anda zaman durur. Dalga sesleriyle konuşan doğa, rüzgârla saçlarını okşayan huzur, mavinin binbir tonu ve gökyüzüyle bütünleşen bir deniz... Her şey yerli yerindedir. Çünkü Kaputaş, doğanın en güzel hikâyelerinden birini anlatır: sade olan güzeldir. Sille Turizm ile Keşfet..

Tüm yenilikler ve fırsatlar için

Bizi sosyal medyadan takip edin